NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
قُتَيْبَةُ
بْنُ سَعِيدٍ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى بْنُ
سُلَيْمٍ
عَنْ
إِسْمَعِيلَ
بْنِ كَثِيرٍ
عَنْ عَاصِمِ
بْنِ لَقِيطِ
بْنِ
صَبِرَةَ عَنْ
أَبِيهِ
لَقِيطِ بْنِ
صَبِرَةَ
قَالَ كُنْتُ
وَافِدَ
بَنِي
الْمُنْتَفِقِ
إِلَى
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ فَذَكَرَ
الْحَدِيثَ
فَقَالَ
يَعْنِي
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ لَا
تَحْسِبَنَّ
وَلَمْ
يَقُلْ لَا
تَحْسَبَنَّ
Lakıt b. Sabire'den
(şöyle) dedi(ği) rivayet olunmuştur: Ben Elmüntefik oğullarının Resulullah
(s.a.v.)'e giden elçileri, yahutta müntefik oğullarının heyeti içerisinde idim.
(Ravi Lakıt sözlerine
devam ederek 142 numaralı) hadisi (olduğu gibi) nakletti. Sonra da (şöyle)
dedi:
Nebi (s.a.v)
(konuşurken) ... kelimesini (si'nin
esresiyle) "lâ tahsibenne" diye telafuz etti, "vela
tahsebenne" diye telaffuz etmedi.
İzah:
Musannif Ebû Davud'un
bu hadisti şerifi burada rivayet etmekten
maksadı kelimesindeki sin hafinin üstünlü ve esreli olarak
okunabileceğine dikkatleri çekmektedir. Çünkü hadis-i şerifte Fahri Kainat
Efendimizin bu kelimeyi esreli olarak okuduğu ifade edilmektedir.
Bu mevzuda Avnü'l Mabud
yazan şöyle diyor: "O ettiklerine sevinen ve yapmadıkları şeyle övülmeyi
sevenlerin "onacaklarını sanma"[Âl-i İmran 188] ayet-i kerimesindekî
kelimesini Şamî, Hamza ve Âsim, "sin" in üstünüyle, geri kalan kıraat
imamları da sinin esresiyle okumuşlardır, el-Gays ve Lisanu'1-Arab isimli lügat
kitaplarında bu kelimelerin her iki şekilde de okunabileceği ifade ediliyor.
Bezlü'l Mechud yazarı
da, cumhur ulemanın bu kelimeyi sinin fethasıyla okuduğunu söylemiştir. Bu
hadisle ilgili fıkhi açıklama 142 nolu hadisin şerhinde geçmiştir.